1839’da okunmaya başlanan Tanzimat Fermanı, Osmanlı topraklarında yalnızca kanunlara değil, zihinlere de yeni bir düzen getirmeyi amaçlıyordu. İstanbul’da kaleme alınan bu reformların, Antalya gibi uzak bir liman kentinde nasıl karşılandığı ise bambaşka bir hikâyedir.

Antalya, Osmanlı'nın son yüzyılında sessiz ama derin bir dönüşüm yaşadı. Bu dönüşüm, bazen bir gayrimüslimin yeni açtığı dükkânda, bazen belediye meclisinde alınan kararda, bazen de şehre ilk kez gelen bir memurun kıyafetinde kendini gösterdi.

1864 Vilayet Nizamnamesi ve ardından gelen düzenlemelerle Osmanlı taşrası ilk kez yerel yönetime kavuştu. Antalya’da 1868 yılında belediye teşkilatı kuruldu. Bu, şehir için bir devrim niteliğindeydi. Artık temizlikten altyapıya, pazardan yol işlerine kadar pek çok konu halkın içinden seçilen kişilerle yürütülüyordu.

Belediye meclisinde Rum, Ermeni, Yahudi ve Müslüman temsilciler birlikte görev yaptı. Bu çokkültürlü yapı, şehirdeki toplumsal uyumun resmî kurumlara da yansımasıydı.

Bu dönemde Antalya’da sıbyan mekteplerinin yanına yeni usul mektepleri açıldı. Rum ve Ermeni cemaatlerinin özel okulları da çoğaldı. 19. yüzyılın sonlarına doğru Antalya’da bir idadî (lise) açıldı. Bu, şehrin kültürel hayatında önemli bir adımdı.

Ayrıca modern mahkemeler kuruldu; kadı mahkemeleriyle birlikte nizamiye mahkemeleri çalışmaya başladı. 1880’lerde Antalya’ya telgraf hattı çekildi, limanla İstanbul arasında haberleşme hızlandı. Antalya, artık sadece ticaret değil, haberin de dolaştığı bir kent olmuştu.

Tanzimat’tan sonra özellikle Rum ve Yahudi nüfusu şehirde daha görünür hale geldi. Ticaretin yanı sıra eczacılık, kuyumculuk, deniz taşımacılığı gibi alanlarda öne çıktılar. Bazı zengin Levanten aileler, Kaleiçi’nde taş konaklar yaptırdı. Bu evler hâlâ ayakta, hâlâ anlatıyorlar geçmişi…

Bu yıllarda şehirdeki sosyal yaşam da değişti. Kahvehaneler çoğaldı, tiyatro gösterileri yapılmaya başlandı, kadınların kamusal hayatta görünürlüğü artmaya başladı.

1919’da Antalya, İtalyan işgaline uğradı. Halk arasında büyük huzursuzluk doğdu. Ancak işgal süresince ciddi bir direniş örgütlendi. Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri Antalya’da da kuruldu. Anadolu’daki Millî Mücadele’ye Antalya’dan da destek aktı.

1921’den itibaren İtalyanlar geri çekildi. 1923’te Cumhuriyet’in ilanıyla Antalya, artık başka bir döneme, başka bir tarihe adım attı.

Tanzimat’tan Cumhuriyet’e uzanan süreçte Antalya, Osmanlı taşrası olmaktan çıkıp, modern bir şehir kimliği kazandı. Bu dönüşüm sancılı ama öğreticiydi. Dinî topluluklar arasındaki denge, yeni idari yapılar, ekonomik açılımlar ve kültürel çeşitlilik, Antalya’nın bugünkü karakterini inşa etti.

Bugün Antalya’ya baktığımızda, sahilinde yürürken ya da Kaleiçi sokaklarında dolaşırken, bu geçmişin izleri hâlâ karşımıza çıkar. Her taşın, her binanın, her hikâyenin ardında Tanzimat’tan Cumhuriyet’e uzanan bir iz vardır.

Kaynakça

Ortaylı, İlber. *İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı*. İstanbul: İletişim Yayınları, 2011.

Karpat, Kemal H. *Osmanlı Modernleşmesi*. Ankara: İmge Kitabevi, 2002.

Erdoğru, Mehmet. '19. Yüzyılda Antalya’da Belediye Teşkilatı', *Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi*, 2010.

Şehsuvaroğlu, Halil G. *Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Taşra Hayatı*. İstanbul: TTK Yayınları, 1985.

İA (İslam Ansiklopedisi), 'Antalya', 'Tanzimat', 'Vilayet Nizamnamesi' maddeleri.