Elazığ çok yeni bir şehir olup asıl şehir Harput şehridir ki, Harput’un tarihi MÖ 4000’lere dek uzanmaktadır.

Onun için Elâzığ’a varıp otele yerleştikten sonra hemen Harput’ta gitmek için minibüslerinin kalktığı alana gittim. Harput’la Elâzığ’ın arası üç-beş km olup hemen hemen birleşmiş gibi. Harput Elâzığ’a göre fazla yüksek olmayan bir tepede olup Elâzığ onun önündeki ovalık kesimde kalıyor.

Harput’un bulunduğu tepenin üstündeki hafif dalgalı düzlükteki yapıların hemen hepsi de tam bir old town (yaşlı şehir) durumunda. Yani burası Elâzığ’ın tarihi alanı olduğu için burada çok tarihi mekân var. Musiki Müzesi, Fincan Müzesi, Sara Hatun Camii, Arap Baba Türbesi, Hamam Müzesi bunların başlıcalarıdır. Çünkü burası çok eski bir şehir olmanın ötesinde Osmanlının da önemli şehirlerindendi. Burada Amerikan koleji 1859’da açılmış olup başka misyoner okulları da vardı.

Harput Koleji (Amerikalıların FIRAT Koleji, Ermenilerin YEPRAD Koleji dedikleri okul) 1859 da açılmış olup temel amacı Ermeni Protestan din adamı yetiştirmek olan kolej 1880 yılında genişletilerek lâik öğretime ağırlık vermiştir.

Osmanlı Devleti’nde 1900'de sadece Amerika'ya ait 400'ü aşkın okulda 20.000'e yakın öğrenci öğrenim görürken, aynı yıllarda faaliyet gösteren İdadi ve Sultani sayısı 69 olup 7000'e yakın öğrencisi vardı. Yine aynı yıllarda Osmanlı topraklarındaki misyonerlere ait toplam yabancı okul sayısı 2.000 civarında idi.

Harput’taki tarihi eserleri yazıyla anlatmak çok uzun süreceğinden fotoğraflarla anlatmaya çalıştım. Ayrıca Harput, tarihi bir kent olduğu için çok sayıda türküleri de var. İşte bir Harput türküsü.

KAR MI YAĞMIŞ ŞU HARPUT’UN BAŞINA

Kar mı yağmış şu Harput'un başına

Kurban olam toprağına taşına

Küçük yaşta bir yar sevdim vay nenni

O da girmiş on üç on dört yaşına

Bir ah çeksem karşı dağlar yıkılır

Bugün posta günü canım sıkılır

Ellerin mektubu gelmiş okunur

Benim yüreğime hançer sokulur

Küçük yaşdan bir yar sevdim zulmü var

Benim gibi bahtı kara kul mu var

Küçük yaşdan bir yar sevdim vay nenni