Tarımda yeni gelişmelerin ve yeni çıkan çeşitlerin çiftçilere aktarılması için birçok yöntem kullanılır. Geniş katılımlı toplantılar, birebir üretici görüşmeleri (ki bunlar genellikle önder çiftçilerdir) bu yöntemler arasındadır. Gazete, dergi reklamları, TV ve radyo yayınları ise kitlesel tanıtımda kullanılan klasik yöntemlerdi. Sosyal medya platformlarının yaygın hale gelmesiyle en hızlı yayım ve tanıtım artık sosyal medya üzerinden yapılmaya başlandı.
Dünyada 5 milyardan fazla kullanıcısı olan sosyal medya platformları sayesinde tüm sektörler tanıtım ve reklam yaparak dünyanın herhangi bir yerindeki hedef kitleye ulaşabiliyor. Online satış kanalları üzerinden satış yapılıyor, müşterilerle hızlı iletişim kurularak geri dönüş sağlanabiliyor. Tabii ki bu, işini düzgün yapanlar için geçerli.
Sosyal medyada dikkatimi çeken bir konu var: MEB sertifikalı tarımsal eğitimler. Sosyal medyanın gücüne bakar mısınız? Tarımsal eğitim almak için bilgisayarınızın başına geçiyorsunuz, derse katılıyorsunuz, belirlenen saat süresince programı tamamlıyorsunuz ve ardından sertifika alıyorsunuz. Artık usta bir budamacı, yetiştirici veya gübreleme uzmanı oluyorsunuz! Ancak tarımsal eğitim bu kadar basit olamaz, olmamalı. Hiçbir elma ağacı görmemiş biri nasıl olur da elma budama konusunda sertifika alabilir? Eğer bu ilanlar ve sözde eğitimler için MEB izin verdiyse, durum gerçekten vahim.
Tarımsal eğitimler teorik ve pratik bilginin birlikte harmanlanmasıyla yapılmalıdır. Teorik eğitimler online olabilir; her türlü konu anlatılabilir. Ancak iş uygulamaya geldiğinde ayakların toprağa değmesi, tüm duyu organlarının devreye girmesi gerekir ki kişi gerçekten tarımsal eğitim almış olsun. Arıcılık sertifikası olan birinin arıdan kaçması garip olmaz mı? “Sertifikası var” dediğimiz kişi arıdan korkuyor. Budamacı arkadaş portakal ağacı ile limon ağacını ayırt edemiyor.
Belki gördüğüm ilanlar sahte ve dolandırıcılık amacı taşıyor, bilmiyorum. Fakat bildiğim ve inandığım bir şey var: Tarımsal eğitim online olmaz. Bu ülkede bir dönem ODTÜ’de ziraat fakültesi kurmayı tartışırken, şimdi online tarımsal sertifikaların verildiği günlere geldik.
Benimle ters düşünenler mutlaka olacaktır. “Ne var canım, online arıcılık veya bağcılık eğitimi verilebilir, gayet de güzel olur” diyebilirler. “Yılların tecrübeli meslektaşlarımız bu eğitimi veriyor, en ince ayrıntısına kadar konuya hakimler, eğitimler çok zor ve yoğun programlarla geçiyor” diye ekleyebilirler. Teori kısmında zaten bir sorunum yok. Benim için asıl önemli olan arazi eğitimi.
Bu sertifikaları alıp koleksiyon yapanlar varsa, bu ayrı bir mesele. Ancak bu sertifikalarla bir yerde çalışmaya başlıyorsanız, işte asıl sorun burada. Bakanlık onaylı eğitim almış ve sertifikası olan bir kişiyi arazinizdeki gübreleme işlemlerinin başına koyuyorsunuz, peki gerçekten bu kişi ne kadar donanımlı?
Gelişen teknolojiye karşı olmak gibi bir derdim yok. Ancak tarımsal eğitim, online yapılacak bir kategori değil. Eğer gerçekten bu tür sertifikalar veriliyorsa, MEB’in bu duruma acilen bir çözüm bulması gerekiyor.