Bugünler de geçecek elbet! Sıcağa teslim olmamak için olağanüstü çaba içindeyiz. Vallahi yanıyoruz... En sıcak Ağustos da geldi çattı... Meteoroloji açıklaması böyle söylüyor!

Kavurucu sıcaklarda Türkiye Futbol ligleri başlayacak...

Avrupa sahnesinde boy göstermeye başladık bile!

Hazır mıyız?

Göreceğiz...

Bir futbolsever olarak meşin yuvarlağın alev topuna dönmesini asla istemiyorum...

Kaygım var mı? Elbette var!

Süper Lig'de, topun santraya konmasına çok az bir zaman kaldı... Büyük lig başlarken, özlemini çektiğim hususları sıralamak durumundayım. Heyecanı, Ümidi, Sevgi ve Saygıyı özledik... Renklerimizi özledik...

Özlemlerimiz, fair play'i zorlayacak şekilde esnetilmemeli... Savaş naraları atarak, ölüm kalım mücadelesi adıyla hedef koyarak formaları peşinde koşanları aklı selimle davranışa davet ediyorum.

Ligi fanatik duygularla bekleyenler akıllı olmalılar, sağduyu ile tavır davranışlar sergilemeliler... Zaman zaman sağlıksız ve düzeysiz görüntü verenler, sadece kazan kazan mantığıyla, oynayan, seyreden ve oynatanlar, futbol ile aramıza karakedi gibi girmemeliler...

Maalesef bu büyük ve cezbedici potansiyelin içinde her türlü paydaş yer almakta! Futbolu olumsuz etkilemeye çalışanlara yüz vermeyelim.

Futbolumuzun sıkıntı ve sorunlarına çözüm bulmak zorundayız. Öncelikle, munis, naif bir kişiliğe sahip olması gereken iki kesim insan grubuna sesimi duyurmak istiyorum. Ülkemizdeki futbol ligleri, futbolcu ile seyirci arasındaki kara sevdanın yıllardır yaşandığı ve yıllarca da yaşanacağı sahnelerdir. Seyirci, futboldan beklediğini bulamadığı zamanlar da bile futbola olan sevgisini devam ettirmektedir.

Futbolcu da benzer duygularla hareket etmektedir. Kendisine en çok kızılan hatta ıslıklandığı bir maç sonrasında bile üzüntüsünü, acısını seyirciye olan inancıyla, yaralarını sararak iyileştirmektedir. Birbirinden hiç ayrılmayacak, kopmayacak iki özel parçadır futbolcu ve seyirci.

Bu temel iki öğe, futbolun doğuşundan itibaren birlikte yaşamayı benimsemişlerdir. Futbolumuzun güzel bir seviyeye gelmesi için bu iki kitlenin seviyeli çaba göstermesi ön koşuldur.

Futbolcu, seyirciden sabır ve destek ister...

Hakkıdır, haklıdır... Seyirci ise, futbolcunun o sabra, o ilgiye, o coşkuya layık olmasını ister. Haklıdır, hakkıdır... Olmazsa olmaz değerlerle futbol güzelleşecek...

Futbol çok masraflı, meşakkatli, kahırlı, inişli, çıkışlı, gürültülü, patırtılı bir iştir. Kısaca belirteyim; oynayandan da, seyreden de fedakarlık isteme hakkı var meşin topun.

Kulak verilmeli...

Çünkü en çok ayaktan havaya savrulan ve iyi ya da kötü sürekli dokunuşa maruz kalan da o! Futbol, eğitim işidir. Seviye kazanılması için süreç gerekmektedir. Dünyalılar, futbolu okul eğitimi ciddiyetinde ele almakta.

Ülkemizde de artık çocuklar, ilkokul öncesinde futbolla tanışmakta... Sahaları, stadyumları yetenekli evlatlar doldurmakta... Planlı, programlı ve üreten olmalıyız. Tesisleri yeterli hale getirdik. Daha da geliştirmeliyiz.

Tribünler çocuklarımızla ve kadınlarımızla dolmalıdır. Bu sezon, futbolumuz daha iyi olacak diyerek, umudumu yeşerttiğimi de sizlere duyurmak istedim.

Sağlıklı ve esen kalın...