Unutmayın, artık kendi suyumuzu değil, çocuklarımıza ait suyu tüketiyoruz. Bu ağır gerçek, hem vicdanımıza hem de geleceğimize saplanan keskin bir uyarı zili gibi çalıyor.

Doğa insana değil, insan doğaya uyum sağlamalıdır; aksi takdirde nehirler kurumakla kalmayacak, beraberinde hayatı taşıyan tüm dengeler de çökecek. İnsanlar doğaya zarar verdikçe hem çevreyi hem de kendi geleceklerini yok ediyorlar...

Geçen hafta İzmir’de yaşanan su krizi haberleriyle uyandık güne. Çeşme gibi tanınmış turizm merkezlerinden birinde günde 7 saatlik su kesintisini bir düşünün.

Buradan yola çıkarak Antalya’da da kapımızı her an çalabilecek su krizinden, daha doğrusu bu krizi yıllar öncesinden araştırıp yazan bir yazardan ve kitabından söz edeceğim.

Fred Pearce’in, ‘’Nehirler Kuruyunca’’ adlı kitabı. Şehrimizde yaşayan değerli su uzmanı ve yazar Tecelli Sercan Sırma’nın önerisiyle okudum. Ben de sizlere öneriyorum.

When the Rivers Run Dry (Türkçesi Nehirler Kuruyunca), orijinal İngilizce basımı 2006’da yapılmış, Türkçeye çevirisi ise 2009 yılında Altın Kitaplar tarafından yayımlanmış.

Kitap, dünyanın farklı bölgelerindeki su kaynaklarının durumunu coğrafi gruplar halinde ele alıyor Sahel’den Aral Gölü’ne, Colorado Nehri’nden Hindistan’a kadar birçok örnekle su krizinin ayak seslerini okuyucuya hissettiriyor. Ve düşünün ki bu kitap şimdi değil 2006 yılında yayınlanmış. Yani neredeyse 20 yıl önce.

Pearce, çevre gazetecisi kimliğini kullanarak yaklaşık 30’dan fazla ülkede yaptığı saha araştırmalarıyla küresel su krizini “nehirler kuruduğunda” ortaya çıkan sosyal, ekonomik ve politik sonuçlarla anlatıyor

Nehirler Kuruyunca... bir araştırma kitabı olduğu kadar, bir keşif kitabı da. Çevresel konuların deneyimli gazetecisi Fred Pearce, yaptığı bu çalışmayla dünyanın çok yakında ciddi bir su kriziyle karşı karşıya kalacağını tüm trajik, ironik ve dramatik yönleriyle anlatmaya çalışıyor. Bir belgesel tadında okuyucuyu yormadan susuzluğun kapımızı on yıllar içinde çalacağını vurguluyor.

Yazar, su kaynaklarının en can alıcı noktalarını incelemiş, hepimizi fazlasıyla ilgilendiren ve gün geçtikçe büyümekte olan bu tehlikeyi tüm çıplaklığıyla anlatmış…

Pearce'nin kitabı tek kelimeyle; Korkutucu. Yazar, Hintli çiftçilerin her gün kuyulardan zehirli su çekmelerini, Arizonalıların bilinçsizce çölde çeşmelerden su akıtmalarını ya da Aral Gölü'nün pek yakında çorak topraklara dönüşeceği gerçeğini bir tokat gibi yüzümüze vuruyor. Diye yazmış o günlerde kitap eleştirmenleri.

Tarih boyunca nehirler hem tarım hem de bireysel tüketim için başlıca tatlı su kaynağımız oldu, ancak yaklaşan su kıtlığı küresel gıda üretimini azaltma ve çatışma ve huzursuzluğa neden olma tehdidinde bulunuyor.

Bu vizyoner( Öngörülü) kitapta Fred Pearce, okuyucularını dünya çapında bir nehir turuna çıkararak büyüyen küresel su krizinin ve hepimiz için olası sonuçlarının bugüne kadarki en eksiksiz portresini sunuyor.