Uzun zamandır tatil yapmıyordum. Hemen bir araştırmaya koyuldum internetten.

En yakınlardan başladım daha ekonomik olsun diye.

Ama gördüğüm rakamlar beni şok etti.

Fiyatlar bungalov veya pansiyon şeklinde bile olsa çok uçuktu.

***

Yurt dışı fikri geldi birden aklıma.

Son aylarda moda haline gelen ve ekonomik fiyattan dolayı Türklerin de ilgi gösterdiği Yunanistan’ı inceledim.

Ve başladım karşılaştırmaya…

Adrasan’da. 3 gece, 2 kişi. Fiyat: 12 bin lira.

Yunanistan’a baktım. Aynı tarihler, aynı kişi sayısı. Fiyat: 7 bin lira.

Yunanistan’a özür borçlu olduğumuzu anladım.

Çünkü yıllarca “komşu fakir” dedik. “Bizde her şey ucuz” dedik. “Onlar krizden çıkamaz” dedik.

Meğer biz çıkamamışız.

***

Adrasan’da baktığım pansiyonlar denize epey uzaktı.

Yunanistan’daki pansiyonun ise duvarı taş işçiliğiyle örülmüş, yeşillikler içinde çok hoş görünüyordu.

Adrasan’da baktığım pansiyonda kahvaltı yoktu. Yunanistan’da ise zeytin ağacının altında kahvaltı yapılıyordu.

Adrasan’da denize girmek için 500 metre yürümek gerekiyordu, üstelik şezlonglar ve şemsiye paralıydı.

Yunanistan’da ise deniz adeta evin verandasından atlayacak kadar yakındı

***.

Biz turizmi hep “çok turist gelsin” diye planladık.

Onlar “az ama mutlu turist” diye düşündü.

Biz beton döktük, onlar taş işçiliğiyle doğayı korudu.

Biz “her şey dahil” dedik, onlar “her şey sade” dedi.

Biz “yerli turist gitsin, döviz gelsin” dedik.

Sonra döviz gitti, yerli turist de gitti, geriye sadece fiyatlar kaldı.

Biz turizmi hep dövizle ölçtük.

Onlar huzurla.

***

Ve şimdi…

Yunanistan’da tatil yapmak, Türkiye’de tatil yapmaktan daha ucuz ve konforlu.

Daha kaliteli.

Daha insani.

Keşke aynı sözleri ülkemiz için de söyleyebilsek…

Bu da; turizm anlayışımızı bir an önce baştan sonra revize etmemiz gerektiğini gösteriyor.