Söze yine hepimiz de biliyoruz ki diye başlayacağım. Çünkü dünyanın batıdan doğuya doğru döndüğünü günlük yaşamımızda güneşin doğudan doğup batıda kaybolduğundan dolayı hepimiz de biliyoruz.

Örneğin güneş Tokyo’ya tam dik olarak geldiği an orada saat 12.00’dir. Yani yeni bir günün ortası, diyelim ki pazartesi başlamış ve öğle olmuştur. Oysa aynı anda İstanbul’da saat pazartesi sabahının 06.00’sıdır. Yani dünya normalde batıdan doğuya doğru döner. Bir başka deyişle sabah öğle, akşam doğuda daha önce olur.
Milyonlarca senedir yinelenen dünyanın bu döngüsü dünya üzerindeki canlı cansız hemen her şey için de geçerlidir. İnsanlar doğar büyür ölür. Hayvanlar doğar büyür ölür. Sebzeler meyveler her bahar çiçek açar, meyve verir güzün ölür. Yani dünyadaki her şey dünyanın dönmesi gibi bir döngü halinde yinelenir durur.
Fakat bu doğal fiziksel döngünün ötesinde bir de sosyal sınıflar ve statüler döngüsü daha vardır. Ben buna dünyanın alttan üste doğru döngüsü diyorum. Yani dünya olağan fiziki dönüşünü kutuplardan geçen ekseni etrafında yapıyorsa, eksenin ekvatora alınarak yani kutupların yer değiştirerek dönmesi gibi bir de sosyal döngüsü var, diye düşünüyorum. Bu döngünün sonuçları ise altta kalanları üste çıkarıyor, üstte olanları alta düşürüyor. Bu döngü de fiziki döngü kadar bir dönüşüm sağlıyor dünyada.
Örneğin varoşta gecekonduda oturan bir aile sıkı bir çalışma sıkı bir tutum ve tasarrufla ve büyük bir hırsla kent merkezinden evler arsalar alarak üste çıkarken, merkezdeki zenginlerin mirasyedi evlatları ellerindeki serveti kaybederek alta düşmektedir.
Aynı durumu devlet ve milletler için düşünmek de olanaklıdır. Örneğin kadim Sümer Uygarlığına çoban ve çiftçi olarak gelen Hami ve Sami kökenli kavimler zamanla yönetimi ele geçirerek Akat ve Babil imparatorluklarını kurmuşlardır. Medler’de önemsiz bir kabile olan Persler Met devlet yönetimini ele geçirerek dünyanın ilk büyük imparatorluğu olan Pers İmparatorluğunu kurmuşlardır. Roma da küçük bir şehir devletinden dünyanın en büyük ve en uzun ömürlü imparatorluğu haline gelmiştir. Tarihte bunun daha pek çok örnekleri vardır.
Bugün kapitalist faşizmin dünyada en büyük temsilcisi ABD de sömürgelerin (kolonilerin) birleşmesiyle oluşmuş ve kısa sürede devasa bir güç olup ağzından salyalar akacak derecede azmış, şımarmıştır. Baba ve oğul Bush’larla adeta kudurmuş olup Tramp güç zehirlenmesi yaşamaktadır.
Diyorum ki ey ABD güvenme ABD’liğine. Çünkü dünyanın bir de alttan üste dönüşü var ve bu dönüşle ne devletler ne imparatorluklar gelip geçti bu dünyadan. Bil ki dünya döndükçe döngüler de yinelenip durur. Çünkü tarih geçmişi tekrar tekrar yaşatan bir döngüdür.