Yalnızlık, gece ve karlardan oluşan bir yaşam standardı içinde, ideallerime sımsıkı sarılarak, sonu belirsiz günlük bir yaşam içinde yuvarlanıp giderken yorgan omzumda, ben masanın başında yazıyor yazıyorum. En çok da yaşantıma en çok egemen olan gece ile yalnızlığı yazıyorum.
Gecelerin bitimini kuran
Bir küçük sevinç gezintisidir yalnız.
Köklerinin ölümünde
Yaprakları yitik bir ağaçtır yalnız.
Gecenin köpek seslerinde
Kulaklarımıza gelmedik bir uzaktır yalnız.
Doğaldır ki her şeyin nedeni ve sonucu olan karları da unutmak olanaksız en çok yazdığım konulardan birisi de karlar.
BEYAZ
En tatlısı ve en kapsamlısı renklerin
Hem de ak gerdanıdır sevgilinin
Düşlerinin süsüdür her gelinin
Simgesidir umudun, geleceğin
Baharda erik çiçeğinin
Oysa beyaz, benim kefenim.
En pak ve en temizi renklerin
Aradığı, özlediği, beklediği herkesin
Rengidir sütün, gülüşün, dişlerin
Simgesidir dürüstlüğün, açıklığın, temizliğin
Yollarımı kapatan kardır beyaz
Benim için beyaz bir kefen
Dünya ile bağımı kesen. (Yalnızlık, Gece ve Karlar’dan)
Akşam saat 2100 sıralarında oda iyice soğuduğu için yorganı sırtıma bürünüp kitap okurken bir silah sesiyle irkiliyorum. Mermi camı kırıp karşı duvarda iz bırakmıştı. Bir an için masanın altına doğru eğilerek gayri ihtiyari korunma moduna girdiğimi fark ettim. İlk bir saat kadar korku, şaşkınlık ve heyecanımın etkisiyle sakin ve mantıklı düşünemedim. Sonra yatağı pencerenin dibine çektim. Yani tekrar silah ateşlenirse ben pencere seviyesinin altında kalacağım için mermi üstümden geçip gidecekti.
Yatağa girerken biraz tedirgin olsam da ideallerim her tür tehdit ve tehlikeye baskın geliyordu. Üç gün böyle devam ettikten sonra hafta sonu gece yarısı karşı duvarda bir mermi daha patladı
Mermi kırık camın yerine çaktığım kartonu parçalamıştı. Onu tamir edip yattım. Sabah kalktığım zaman pencereden dışarısı görünmüyordu. Sabaha kadar yağan kar çatıda biriken önceki karla birlikte kaymış ve yerden tavana kadar okulun kuzey duvarı karın içinde kalmıştı. Sanki doğa beni korumak için pencereme kurşungeçirmez bir kar duvarı inşa etmişti. Ama okula giriş kapısı da kapanmıştı. Okula gelen çocuklarla onlar dışarıdan ben içeriden karı oyarak okula giriş için bir tünel açtık.
YARINLARDA ANILAR
Yarınlar unutturur ya bunları
O günlerde ben yine
Kuruşun arkasından kurşun atarken
Ekmeksiz, erzaksız kalıp da
Çiy patates yerken
Adını sanını bile bilmediğim
Odama bir kezcik olsun
Bir hemcinsi bile gelmedik biri
Tutup da evleniverirse benimle
Yazık olur doğrusu, açlığımın günlüğüne