Genetik çalışmalar öyle hızlı gidiyor ki; bazen şaşırabiliyoruz. Dünyanın herhangi bir ülkesinde ıslah edilen herhangi bir çeşit ,birkaç yıl içerisinde dünyanın her yerinde yetiştirilebiliyor. Islah eden kişi için çok gurur vericidir eminim. Başarılı olan çeşidin hemen benzerleri diğer ıslahçılar tarafından da geliştirilerek pazara sunuluyor ve maalesef tek çeşitli bir üretim modeli oluşuyor.
Ticari kaygılar daha çok pazar payına sahip olabilmek adına tek genetik özellikli ürünler dünyada geniş bir üretim payına sahip oluyor. Kısa vadede kazançlı veya sorunsuz gibi görünen yöntem uzun vadede birçok soruna neden olabilir.
Bunlar kısaca;
1. Hastalık ve Zararlılara Karşı Direncin Düşmesi
Genetik çeşitlilik, bitkilerin ve hayvanların çeşitli hastalıklar, zararlılar ve çevresel stres faktörlerine karşı daha dayanıklı olmasını sağlar. Ancak, genetik çeşitliliğin azalması durumunda tüm tarım alanındaki ürünler aynı genetik özellikleri taşıdığı için bir hastalık ya da zararlı tüm ekinleri etkileyebilir. Bu da büyük çapta üretim kaybına neden olabilir.
2. Verimlilik Kaybı
Genetik çeşitliliğin azalması, ürünlerin daha hassas hale gelmesine ve çevresel koşullara uyum sağlamada zorlanmasına yol açabilir. Çiftçiler, daha az çeşitliliğe sahip tarım ürünleriyle sınırlı kalırsa, özellikle iklim değişikliği gibi büyük çevresel değişikliklerde verimlilikte ciddi düşüşler yaşanabilir.
3. Sürdürülebilirlik Sorunları
Genetik çeşitlilik, tarım sistemlerinin sürdürülebilirliğini artırır çünkü daha fazla çeşit, tarım alanlarının daha az zarara uğramasına ve doğal dengeye uyum sağlamasına yardımcı olur. Çeşitliliğin kaybolması, doğal döngülerin bozulmasına ve ekosistemlerin zayıflamasına neden olabilir.
4. Pazar ve Ekonomik Riskler
Tek tip ürünler, pazarda fiyat dalgalanmalarına karşı daha hassas olabilir. Örneğin, tek tip buğday ya da mısır yetiştiren bir bölgedeki tüm üretim, bir zararlının yayılması ya da çevresel faktörlerin olumsuz etkisi nedeniyle zarar görebilir. Bu da tarımda ekonomik riskleri artırır.
5. Yerel ve Adaptif Genetik Kaynakların Kaybolması
Genetik çeşitliliğin azalması, yerel tarım çeşitlerinin kaybolmasına da yol açar. Bu yerel çeşitler, belirli iklim ve toprak koşullarına özel olarak adapte olmuş, daha verimli ya da dayanıklı olabilen türlerdir. Bu çeşitlerin yok olması, bölgesel tarımda önemli kayıplara neden olabilir.
Tekli genetik özelliklerin karşısında en dirençli duran gruplar yerel üreticiler olarak duruyor. Son yılarda popüler hale gelen ve ata tohumu olarak anılan geçmişten günümüze kadar gelen genetik kodların devamlılığını sağlamaya çalışan üreticilerdir. Belki dünyanın geleceği için ne kadar önemli bir kaynak olduklarının birçoğu farkında değildir ama herhangi bir problem karşısında bu tip çeşitlerden elde edilecek ürünler insanlık için önemli olacaktır. Bu yöntemin gelişmiş modelleri ise tohum bankaları veya genetik havuzlar olarak düşünebiliriz. Bu konulara girmişken ülkemizde asıl işi ülkenin tarımsal geleceğini ve genetik kaynaklarını korumakla görevli bakanlığını neler yaptığını da merak etmiyor değilim.
Gelecek planları ve stratejik planlar oluşturması gereken kurum maalesef gündeme ithalat planları ve koltuk kavgaları ile gündeme gelince işimiz, köylerde geleneksel tarım yöntemleri ile üretim yapan çiftçilerimizin eline kalıyor. Yine her konuda olduğu gibi plansız programsız ve doğal seleksiyon ile yaşamaya devam ediyoruz.