Antalya’da yaşayanlar için ‘sıcaklar bastırdı’ cümlesi aslında bizim için uyarı niteliği taşıyor. Neden mi? O sıcak sanıldığı gibi normal bir sıcak değil, nemle birlikte birleşince ortaya nefes alınmaz anlara yol açıyor.
Sıcak havalarda caddenin ortasında bayılma anı yaşayan insanlar çoktur. Çünkü o sıcakta bedenimiz içten içe bir savaş yaşıyor. Ter bezlerimiz fazla mesai yapıyor, kalbimiz hızlanıyor, kan damarlarımız genişliyor. Tüm bunlar, beden ısımızı dengelemek için harcanana muazzam bir çabanın göstergesi.
Vücudun normal sıcaklığı olan 37 derecenin üzerine çıkmaya başladığında, organlarımız da isyan etmeye başlıyor. Beynimiz düzgün çalışamıyor, kaslarımız kramplar giriyor hatta böbreklerimiz bile zorlanıyor. Halsizlik, baş dönmesi, bulantı, kusma… Bunlar yalnızca başlangıç eğer önlem alınmazsa, bu durum kalp krizine kadar götürebiliyor.
Özellikle yaşlılar, çocuklar, hamileler ve kronik rahatsızlığı olanlar. Onlar için bu sıcaklar adeta bir ölüm kalım meselesi…
"Evden çıkmayın" demek kolay, ama hayat devam ediyor. İşe gideceğiz, alışveriş yapacağız. Önemli olan, bu süreçte kendimizi korumak.
Su tüketimi ise hayati önem taşıyor. Susuzluk hissetmesek bile, düzenli aralıklarla su içmeliyiz. Bunun yanı sıra maden suyu da içilmeli kesinlikle.
Klimalara da dikkat etmek gerekiyor. Vücudun adaptasyon mekanizmasını bozmamak adına, klima ayarlarını çok düşük tutmamak ve dışarı çıkmadan önce vücudu yavaş yavaş ortam sıcaklığına alıştırmak önemli.
Unutmayın, bu sıcaklar şaka yapmaz.