Antalya’da yaz gelince herkesin aklına önce deniz gelir. Ama iş oraya varmaya geldi mi, herkesin eli frene, ayağı debriyaja gider.
Bir Konyaaltı, bir Lara...
Hadi gidelim diyorsun, ama önce bir trafikle cebelleşiyorsun, sonra da otopark savaşı başlıyor.
Plaj 5 dakika, yol 50 dakika.
Park yeri bulmak? O tamamen Allah’a kalmış.
Lara tarafı desen, ara sokaklar çift sıra parklardan geçilmiyor.
Düden’den başlayıp Güzeloba’ya kadar her cadde tıklım tıklım.
Açık otoparklar dolu, kaldırımlar dolu, sinirler zaten dolmuş.
Konyaaltı mı? O da farklı değil.
Sahil bandı nefes alamıyor.
Turist var, şehir içinden gelen var, servisler var, piknikçiler var...
Ama yol aynı yol.
Bir değişiklik yok. Sadece araç sayısı artıyor, dert büyüyor.
Toplu taşıma desen, yazın yetersiz kalıyor.
Belediye elinden geleni yapıyor ama sayı belli, şoför belli, otobüs belli.
Yine de çözüm mümkün.
Önerimiz net:
– Konyaaltı ve Lara çevresine katlı otoparklar şart.
– Şehir merkezinden plajlara giden ücretsiz ring servisleri yaz aylarında devreye girmeli.
– Otobüs seferleri sabah ve akşam yoğunluklarına göre sıklaştırılmalı.
– İnsanlar aracını bırakıp bisikletle, scooterla plaja ulaşabilmeli. Bu araçlar için ayrı park alanları yapılmalı.
– Ve mutlaka: Akıllı otopark yönlendirme. Vatandaş boşa turlamasın, sistem nereye boş yer varsa göstersin.
Antalya artık büyüdü.
Eski alışkanlıklarla bu yazları atlatamayız.
Denize girmek bu kadar güzelken, oraya ulaşmak bu kadar zor olmamalı.
Bu kent, sadece kumuyla, güneşiyle değil, düzeniyle de örnek olmalı.
Biz buna inanıyoruz.
Ve bu konuda üstümüze düşeni yapmaya da hazırız.