Sedat Peker'i, isim soyadı benzeriyle, karıştıranlar oluyor... Kulaktan kulağa üfürülenleri duyanımız da vardır...

Bazı aktarımları, şehir efsanesi olarak dinlemek durumunda da kalmışızdır. Dinler ve güleriz çoğu zaman...

Yaşanan, gerçek bir anı ile çeşni koyacağım yazıma...

Bu hikayeyi kendisinden dinlemiştim.

Peker'i tanımayan,

Antalyaspor'a hiçbir yakınlığı olmayan, sözüm ona bir kongre delegesi

"Reis burada olduğunu bilmiyorduk"

Diye sokulur Sedat Peker'in yanına...

Sonra ayrılır ve oy kullanır dernek seçiminde...

Başkan seçerken söz ve oy sahibi kişilere örnek çok mu çok...

Ben sadece birisinden bahsediyorum.

Atkılı, şapkalı, formalı kabadayılar çoğaldı diyenlere rastlıyoruz.

Anladığım şu, son dönemlerde Antalya ve Antalyaspor aşığı delegeler türemiş durumda.

Bilmenizi istedim...

Ben, bizim Sedat Peker'den bahsedeceğim.

Tanıtıma ihtiyacı yok.

Hepinizin çok iyi tanıdığını da biliyorum.

Erkan Peker amcamın evladıdır Sedat'ımız, Antalya ve Antalyaspor sevdalısıdır...

Karşılıksız sevdiğim ve beni de böyle seven, değer verilecek bir dost ve iyi bir insandır...

Dün basın bildirisini okudum.

Sorumluluk sahibi bir kişi olarak tanıdığım, iyi bildiğim can insanı bir kez daha takdir ettim.

Teşekkürler Başkanım diye kendisine mesajımı da gönderdim...

Paydaşlara daveti içeren yazı, 21 yıl öncesine götürdü beni.

O zaman Antalyaspor kulübünün başkanıydı Peker...

Yenikapılı çocukluk, gençlik arkadaşı Metin Bulut kardeşimle birlikte, altyapı programı için değerlendirmelerde bulunmuşlar.

Sonra beni kabul etmişti Peker başkanım...

Bir yaz günüydü.

Birçok insanın düşüncesini aldıktan sonra bana ekip oluşturma görevini vermişti.

5 sezon Antalyaspor'da çalışmıştık.

Başkanımla birlikte hizmet ürettiğimiz 4 yıl, zorluklar yaşamamıza rağmen mutlu ve umut dolu geçmişti.

Öylesine ekonomik sıkıntılar yaşadık ki, yorulduk, üzüldük de...

Ancak ümitlerimizi hep yeşil hep masmavi tuttuk, yüreklerimiz ise her zaman bembeyaz kaldı...

Ekiplerimiz kategorilerinde başarılar, şampiyonluklar yaşattı bizlere, camiamıza...

En önemlisi, yaz kış çalışan ve tesissizliğe hatta ilgisizliğe, hazımsızların ve çekemeyenlerin hadsiz saldırılarına rağmen futbol okullarını ekip arkadaşlarıyla tam kapasiteyle çalıştırdı Sedat Başkanın onay verdiği teknik kadro...

Ayrıca tüm kategorilerde hem mahalli, hem bölge hem de milli seviyede liglere katıldılar...

PAF Ligi'nde Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray,

Trabzonspor'u geçerek Türkiye şampiyonu oldular.

Türkiye üçüncülüğünü kazanan, seviyeli B Genç liginde çetin bir sezonun sonunda elde eden takım da bu dönemin eseridir.

Milli, Mahalli ve Bölgesel liglerde kazanılan kupalar müzemizde yerlerinde sergilenmekte halâ!

Beş yıllık öykünün anlatılacak bölümleri var ve çok fazla!

Yaşamıma madalya gibi taktığım, sorunlu, sıkıntılı ancak onurlu ve gurur dolu yılları yaşadık Sedat başkanımla...

Gazeteci Dostum Hasan Yavaşlar, başarılarla geçen dört yılı ihmal olarak değerlendirmişti yazısında...

Devamında ıstıraplarla dolu yaşanan, beşinci yılı ise inkâr olarak manşetlere taşımıştı...

Neden Sedat Peker'e kulak verin diye yazıyorum biliyor musunuz?

O sadece bizim değil tüm amatör kulüplerin başkanı idi. İyi ilişkiler kuran, sporculara hamilik yapan, amatöre kol kanat geren Antalyaspor'un kulüp başkanıydı...

Ne üst ne de altyapıya asla yalan söylemedi.

Mütevazı kişiliği ile her ortamda saygın kaldı.

Alkışlandığında da üzüntü yaşadığında da yüzü hep kızarırdı.

Küme düştü kulübümüz, herkes üzüldü, en fazla o ağladı.

Yakasını sorgulama maksadıyla tutanlara bile karşılık vermedi.

Bir sezon sonra kulübümüz şampiyon oldu. Lige tekrar yükseldik.

Mutluluğu sessiz ama en dorukta yaşayan yine o idi...

Bir sonraki yazımda ,

"Neden Sedat Peker'e güvenilmeli" başlığının altını dolduracağım.

Sağlıklı ve esen kalın...