Merhaba, Sıcağı hiç sevmeyen yanımla yaşadığım en sıcak kent bu yıl sıcaklık derecelerinde rekor kırarken sergi için gittiğim Sinop’ta biraz nefes alma umudum vardı.
Karadeniz kıyılarında en az Antalya sıcağı kadar kavrulurken sanırım en çok klimamı özlediğimi söylersem yalan olmaz.
Google’dan aldığım bilgiye göre Ağustos; Latince “AUGUSTUS MENILIS” Türkçede “AUGUSTUS’UN AYI” anlamına geliyor. Ağustos ayının adı buradan geldiği gibi Augustus, Roma’nın ilk İmparatoru Gaius Julius Caesar Octavianus’un “yücelme” anlamına gelen lakabıymış. İnsan araştırınca neler buluyor neler tarihin raflarında!
Roma’dan günümüze gelen Augustus / Yücelme kelimesi zamanla Ağustos’a dönüşmüş ve biz Türkler için gerçekten de yüceliklerle dolu bir ay haline gelmiştir. Ağustos ayı milletimiz için zafer ayıdır. Malazgirt Zaferi, Çaldıran Zaferi, Mercidabık Zaferi ve 30 Ağustos Zafer Bayramı derken sıcağın yanı sıra yüzümüzü güldüren tarihsel başarılardır.
Ağustos yaz ayının son mevsimi olup önceki yıllarda Ağustos’un 15’inden sonra hava akşamları biraz daha serin olur derdik. Ağustos ayının son yarısı sonbahara uyum için yavaş yavaş serinlerdi eskiden. Eskiden diyorum çünkü şimdilerde bırakın Antalya’yı dünyanın her yeri iklim kriziyle mücadele ediyor. Geçtiğimiz yıl Antalya’da yaz Kasım ayının ortalarına kadar devam ederken bu yıl en büyük korkularımdan biri kış aylarının sonsuza kadar yok olması.
Ağustos ayında gökyüzü tam bir göksel şölene dönüyor mesela. Meteor yağmurlarını izlemek isteyen insanlar karanlık ve yüksek yerler bulup gökyüzüyle buluşacaklar yine. Perseid meteor yağmurunu kaçırmak istemeyenlere küçük bir tarih vereyim 12 Ağustos gecesini sakın kaçırmayın. Gökyüzünde ışık şöleni olacak.
Ağustos ayı güzelliklerinin ve her gününe bir özellik tanınmasına rağmen aynı zamanda ülkemiz için bir yas günü. 17 Ağustos 1999 binlerce insanımızın içinde ki tüm canlarla birlikte öldüğü, Marmara bölgesinin acı günü. Bir Gölcük’lü olarak hafızalarımdan silinmeyen bu acı hatıra Marmara bölgesinde yaşayan insanların Ağustos güncesinde en unutulmazlardan biri.
Ağustos ayının özel günlerini biliyor musunuz? Bu günlere kim isim vermiş, neden vermiş, ne gerek duymuş desek de bu günler artık özel günler listesinde yer almış. Size birkaç örnek vereyim, 11 Ağustos Dünya Evlatlar Günü, 7 Ağustos Ulusal Deniz Feneri Günü, 8 Ağustos Ulusal Mutluluk Gerçekleşir Günü, 6 Ağustos Dünya Temiz Nefes Günü, 20 Ağustos Dünya Balarısı Günü, 15 Ağustos Dünya Rahatlama günü gibi her güne bir anlam yüklenmiş. Aynen kafamızın içi gibi karışık bir dış dünyanın içinde yaşıyoruz. Ağustos ayının keşke 32. günü olsaydı da bizde onu ULUSAL BİZİ RAHAT BIRAKIN GÜNÜ ilan etseydik keşke…
Ağustos ayı astrolojide aslan ve başak burçlarının ayı olup bu iki burç hırsları ve titizlikleri ile ön plana çıkarlar. Ağustos ayının sıcaklığı gibi sevgi dolu kalpleriyle etraflarına ışık saçarlar.
Mürdüm eriği, üzüm, kırmızı erik, incir, şeftali, kavun, karpuz, dut ve böğürtlen ağustos ayının vazgeçilmez meyveleri olup gerçekten de müthiş meyvelere ev sahipliği yapar Ağustos.
Kırların, piknik alanlarının ve ormanların sazcısı sözcüsü halk dilinde cırcır böcekleri çıkar ortaya Ağustos’ta. Kişisel gelişimi, yenilenmeyi, yeniden doğuşu ve dönüşümü temsil eden ağustos böceklerinin zamanıdır artık. Periyodik ağustos böcekleri yaşamlarının çoğunu yeraltında larva olarak geçirirken ağaç köklerinin özsuyu ile beslenirler. Yetişkinliğe dönüşmek ve çiftleşmek için yüzeye çıkan ağustos böceklerinin kimi 13 kimi 17 yıl sonra günışığı ile buluşur. Bol bol çalar söyler, kur yapar, çiftleşir ve ölürler. Ülkemizde ki son orman yangınlarında kim bilir kaç can hayata veda etti bilmiyoruz. Kurduyla kuşuyla, solucanı böceğiyle, karıncası balarısıyla birçok can alevlerin arasında ağaçlarla çığlık çığlığa öldü. Ve gün yüzü göremeden toprağın altından süresi dolduğunda çıkmayı bekleyen o sabırlı larva, evrim geçirirken bir evrim hatası yüzünden yakıldı. Ormanlar üstünde ve altında yaşayan binlerce canlıya ev sahipliği yaparken nefes almaması gereken birkaç insanımsı tarafından yok edilen tüm orman canlılarının ruhuna saygıyla…
Sıcak yaz aylarının son demlerinde bol yağmurlu bir sonbahar, yanan ormanlarımız için acilen fidan dikme seferberliği istiyorum. İnsanlara, hayvanlara ve bitkilere yani bütünüyle doğaya saygı duyulmasını istiyorum. Daha yeşil bir Türkiye için önce insanımızın bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi dileğimle…
Her değişime ayak uyduran doğanın bilgeliği ve sanatın ışığında yeniden görüşene dek sağlıkla ve sevgiyle.